Aslinda bu calisma benim bakis acimin Freudun ve Adlerinkinden hangi yönlerde ayrildigini anlatma ihtiyacimdan dogdu. Bu soruya cevap vermeye calisirken tipler problemi karsima cikti; zira kisinin yargisini daha bastan belirleyen ve sinirlayan onun psikolojik tipiydi. Bu nedenle, kitabim bireyin dünyayla, insanlarla ve seylerle iliskilerini ele alma cabasiydi. Bilincin vechelerini, bilincli zihnin dünyaya karsi alabildigi cesitli tutumlari tartisiyordu, dolayisiyla, klinik aci denebilen yerden bakildiginda bilincin psikolojisini olusturuyordu.
20. yüzyila ve günümüze yön veren entelektüellerin basinda gelen Jung henüz hayattayken Ingilizce, Felemenkce, Fransizca, Yunanca, Italyanca, Japonca, Portekizce, Rusca, Ispanyolca ve Isvecceye cevrilen bu basyapit pratik psikoloji alaninda yaklasik yirmi yillik calismamin meyvesi. Sinir hastalarinin tedavisinde bir psikiyatrin sayisiz izleniminden ve tecrübesinden, her sosyal düzeyden kadinlar ve erkeklerle görüsmelerinden, dost ve düsmanla kisisel iliskilerimden, son olarak kendi psikolojik tuhafligimin elestirisinden bicimlenerek düsüncelerimde yavas yavas gelisti.
